Deniz Burak BAYRAK

Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan Romeo ve Juliet, tiyatro dünyasında hala varlığını sürdürerek zenginleşmeye devam ediyor. Sergey Prokofyev'in Romeo ve Juliet balesi, Shakespeare'in klasik eserini evrensel bir şekilde yansıtarak sanattaki izlerini bırakmaya devam ediyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi, bu unutulmaz eseri sahneye taşıyarak izleyicilere baharın müjdesini veriyor. Ancak unutulmamalı ki, bu eser sadece zarafeti ve güzelliği değil, aynı zamanda derin duyguları da barındırıyor.

DUYGULARLA BEZELİ TEKNİK

İDOB'un deneyimli bale sanatçıları, Romeo ve Juliet'in ardındaki duygusal derinliği ve teknik incelikleri bizlere aktarıyor. Berfu Elmas, Juliet karakterini canlandırmanın hem zevkli hem de duygusal bir süreç olduğunu vurgulayarak, bu rolün kendisi için özel bir yere sahip olduğunu belirtiyor. Batur Büklü ise Romeo karakterine hazırlanırken tutkunun önemine dikkat çekiyor.

Bale sadece adımların zarafeti değil, aynı zamanda duyguların da doğru şekilde yansıtılması gereken bir sanattır. Elmas, tekniğin yanı sıra duygusal yönünün de önemli olduğunu belirterek, eserin sadece fiziksel olarak değil duygusal olarak da hissedilmesi gerektiğini vurguluyor. Amarante ise İstanbul'da çalışmanın kendisi için ödüllendirici bir deneyim olduğunu ifade ederek, bale sanatçılarının tutkusu ve özverisi karşısında etkilendiğini belirtiyor.

Romeo ve Juliet'in neden hala dünyada en çok bilinen aşk hikayesi olduğunu sorgulayan Amarante, bu eserin geçmişten bugüne kadar insanları etkilemeyi başaran evrensel temaları işlediğini belirtiyor. Amarante ayrıca, koreografisini hazırlarken esere taze bir enerji getirmeyi hedeflediğini ve dansçıların zarafetini ve genişliğini vurgulayarak, bu zamansız hikayeye neoklasik bir dokunuş kattığını dile getiriyor.

Romeo ve Juliet'i 29 Nisan'da Atatürk Kültür Merkezi - Türk Telekom Opera Salonu'nda izleme şansını kaçırmayın!