Vahşi Madencilik Türkiye'nin Doğal Varlıklarını Tehdit Ediyor

Ülkede vahşi madenciliğin doğaya ve yaşam alanlarına verdiği zararlar her geçen gün artıyor. Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), geçen haftadan bu yana 867 maden sahasını ihaleye çıkardı. Batı Karadeniz Bölgesi'nde 3 ilde 35 tane 4’üncü grup maden sahasının olması dikkat çekti. Bu sahaların 27’si Kastamonu, 2’si Bartın ve 6’sı ise Karabük’te bulunuyor.

49 bin 761 hektarı kaplayacak olan maden sahalarına ekoloji örgütleri ve aktivistler tepkili: "Kaplandede dağlarından, Küre dağlarına kadar olan bölgede bulunan ormanlık alanlar, kültürel miraslar, endemik türler, su kaynakları, biyolojik çeşitlilik için tehlike yaratacak bir süreç başlıyor. UNESCO koruma listesindeki Safranbolu da tehlike altında."

Ekolojik Felaket Kaçınılmaz

Ülkenin ekolojisi, tarım ve hayvancılığı, yaşam alanları maden çılgınlığına kurban ediliyor. Çevre aktivisti Çetin Yılmaz, Batı Karadeniz'in ciddi bir ekolojik saldırı altında olduğunu belirterek, altın madenlerinin kentin büyük tahribatına sebep olacağını söyledi. Yılmaz, "Yerin altını üstüne çeviren vahşi madencilik ihalesi Batı Karadeniz bölgesinde bulunan ormanlık alanlar ve kültürel mirasları tahrip edecek." dedi.

Risk Altındaki Safranbolu

Ülke genelinde vahşi madencilik faaliyetleri devam ederken, halk ve aktivistler tepkilerini dile getiriyor. Malatya'nın Arguvan ilçesindeki İsaköy, Hakverdi, Tatkınık ve Tarlacık köylerinin maden sahası ilan edilmesi, yaşam savunucularını harekete geçirdi. Malatya Çevre Platformu Sözcüsü Hasan Kaya, "Maden sahası ilan edilen köylerimizi vahşi kapitalizmin yıkım politikasına teslim etmeyeceğiz. Arguvan'ı, İliç olmasına izin vermeyeceğiz." şeklinde konuştu.

Doğal Varlıklarımız Tehlikede

Vrije Üniversitesi Amsterdam Çevre Araştırmaları Enstitüsü'nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış, Bartın, Kastamonu ve Karabük'ün Türkiye'nin orman yüzölçümü en yoğun illeri olduğunu hatırlatarak, "Buralar bitki çeşitliliği en fazla olan bölgeler. İktidar güzelliklere düşman." dedi.