Görünmez Üretim, Hedefte Tüketim, Camda Yönetim
Olayın Özeti
📌 Olayın Özeti
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, şirketlerin kadın emeğini sömürmesini ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini eleştiren bir değerlendirme içeriyor. Küresel şirketlerin kadınları düşük ücretlerle istihdam etmesi ve ekonomik bağımsızlığı tüketimle ilişkilendirerek kadınları ev içi rollerine hapseden pazarlama stratejileri eleştiriliyor.
Kadınlar, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşullarında görünmez ve tükenmiş bir şekilde sömürülürken, aynı zamanda tüketici olarak sadece "tüketirken görünen" insanlara dönüştürülüyor. Bu durum kadınların özgürlüklerinin ve bireyselliklerinin reklamlarla aldatıldığını gösteriyor.

Kadın Emeği ve Şirketler: Gerçekler ve İki Yüzlülük
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, sadece kutlama sebebi değil, aynı zamanda kadın emeğinin şirketler tarafından nasıl sömürüldüğünü görmek için bir fırsat. Şirketler 8 Mart’ı coşkuyla kutlasa da, gerçekler göz ardı edilemez.
Küresel şirketler, sürdürülebilirlik adı altında çevreci uygulamaları öne sürerken, aslında kadın emeğini sömürerek ve tükenmelerine neden olarak ne kadar sorumsuz olduklarını gizlemeye çalışıyorlar. Neoliberal politikaların merkezinde yer alan bu şirketler, devletlerden daha güçlü hale gelmiş durumda olsalar da, sorumluluklarıyla örtüşmüyorlar.
Şirketler, küresel ticarette ve üretimde büyük bir rol oynarken, devletlere baskı yaparak çevre ve işçi hakları konusunda ayrıcalıklar talep ediyorlar. Vergi muafiyeti, çevresel denetimlerden muafiyet ve insan onuruna yakışır iş koşullarından muafiyet gibi. Bu muafiyetler sayesinde küresel şirketler karlarını arttırırken, devletler de yabancı sermaye çekmek ve istihdam yaratmakla övünüyorlar.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, küresel olarak en büyük adaletsizlik alanıdır. Şaşırtıcı bir şekilde, toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı çıkanlar arasında küresel sosyal medya devleri de bulunmaktadır. Bu şirketler, toplumsal cinsiyet politikalarıyla topluma zarar verirken, dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirme iddialarının ne kadar çelişkili olduğunu düşünmek gerekir.
Şirketler, kârlarını düşünmekten vazgeçmeyeceklerdir. Ancak, küçük bireysel tüketim kararlarının büyük etkileri olabileceğini ve bilinçli bir şekilde eşitlik talebiyle hareket ederek üretim süreçlerini ve şirket politikalarını dönüştürmemiz gerektiğini unutmamalıyız.
Kadınlar: Görünmez Üretim, Hedef Tüketim
Şirketler, kadınları düşük ücretlerle istihdam ederken, aynı zamanda kadın tüketicilere yönelik pazarlama stratejileriyle ekonomik bağımsızlığın tüketimle sağlanabileceği yalanını yayıyorlar. Kadınlar, ne üretimde ne de tüketimde gerçekten özgür olamıyorlar.
Kadın emeği genellikle düşük ücretli, esnek ve güvencesiz çalışma koşullarında yoğunlaşıyor. Tarım, tekstil, hizmet sektörü ve bakım işleri gibi alanlarda kadınlar düşük ücretlerle çalıştırılırken, iş güvenceleri ellerinden alınıyor. Ev içi bakım emeğiyle birlikte çift yük altında kalan kadınlar, sistemi ayakta tutarken görünmez bir şekilde tükeniyorlar.
Kadın emeği, adeta tükenebilir bir kaynak gibi görülüyor. Üretimde ve ev içinde çalışan kadınlar, fiziksel ve zihinsel olarak yıpranırken, bu tükeniş hesaba katılmıyor. Kadın emeğinin tükenmesi, sürdürülebilirlik hesaplarında yok sayılıyor. Kadınlar, üretimde ve bakım emeğinde tükenirken, şirketler bu emeği göz ardı ediyorlar.
Bu 8 Mart, şirketlere sormamız gereken sorular var: Kadınlar için ne yaptınız? Kadınlar nerede? Hangi koşullarda çalışıyorlar? Gerçek mutluluk eşitlikte, reklamlarda değil...