Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol - @esenol

Çoğunluğun biyolojik çeşitlilik ve varlığımızın rolü hakkında bilgisiz olduğu bir gerçek. Evrende yalnız olmadığımızı bilmek bile yetersiz. Mikroorganizmaların varlığı, yaşamın karmaşıklığını gözler önüne seriyor. Sağlık, hastalık ve hatta duygusal durumlar artık "mikrobiyom diyalektleri" ile açıklanıyor. Canlılık dünyada milyarlarca yıl önce başladı ve çoğunlukla mikroplardan oluşuyor.

EVRİM

Yüz milyonlarca türle birlikte evrim geçirdik. Dünya mikrobiyel bir gezegen ve virüslerin sayısı düşündüğümüzden çok daha fazla. Kendimizi "virüsler okyanusunda bir ada" olarak tanımlayabiliriz. Vahşi yaşamda bulunan 50 bin omurgalı türü, her biri 20 virüs taşıyor. İnsanlar, vahşi hayvanlarla temas ettikçe ve dengesizlik yarattıkça, yeni virüslerin insanlara sıçrama olasılığı artıyor.

Şu anda küresel halk sağlığı acili ilan edilen "mpox"un ve hala kontrol altına alınamayan, evrimi belirsiz COVID-19'un neden olduğu pandemiler, bu sıçramaların sonucu. Zoonotik sıçramalar ve çevre değişiklikleri, bu yüzyılda bir insanın pandemi yaşama olasılığını %38 olarak gösteriyor.

OTUZ PATOJEN

Bugün aldığımız en önemli ders, salgınlardan ders almamız gerektiği ve salgınların sorumlularının medet umulamayacağı. DSÖ, pandemi potansiyel tehditleri ile ilgili 30 patojen belirledi. Grip virüsleri, bulaşıcı hastalıklar ve dirençli bakteriler bu listede yer alıyor.

MPOX

Maymun Çiçek hastalığı (mpox), pandemik tehditler arasında yer alıyor. 1970'ten bu yana 1400'ten fazla olguya karşın son dört ayda Afrika'da bu sayı 20 kat arttı. Bilim, yerküreyi hastalandıran ve savaşlarla yok edenlerin tekelinde. Salgınlar sırasında duvarlar örmek yerine, pandemilere hazırlıklı olmalıyız.

Gelecekteki pandemileri kavramak ve önlemek önemli. Pandemiler, kapitalizmin yerküreyi hastalandırmasının bir sonucu. Daha iyi bir dünya yaratamadıkça hastalıklar artmaya devam edecek.