Pompeii Felaketi: Tarihin Unutulmaz Yıkımı!
Vezüv Yanardağı'nın MS 79'daki patlaması, Pompeii ve Herculaneum'daki antik Roma hayatının bir

Vezüv (Vesuvius) Yanardağı'nın 24 Ağustos 79 (evet, bildiğiniz 79) yılında yaşanan patlaması, volkan felaketleri tarihinde yaşanmış en korkunç olaylardan biri. Bu, öylesine şiddetli bir patlamaydı ki, civarındaki üç Roma şehri olan Pompeii, Herculaneum, Stabiae ve birkaç diğer küçük yerleşim yerini lav ve küller altında bırakarak yok etti. Bugün, gerek Genç Plinius'un (Gaius Plinius Caecilius Secundus) yazdıkları sayesinde, gerekse de arkeolojik kanıtlar sayesinde, o gün yaklaşık olarak neler yaşandığını biliyoruz.
O GÜNÜN SABAHI
Pompeii ya da Herculaneum'da 79 yılının 24 Ağustos sabahı da her sabah gibi başladı. O günlerde evler erkenden hareketlenirken, Roma İmparatorluğu'nun köleleri kahvaltı hazırlamakla meşgulken, Vezüv Yanardağı patlamanın eşiğindeydi. Vezüv için patlama artık kaçınılmazdı.
Saatler öğleden sonra yaklaşık 1'i gösterirken Vezüv olağanüstü bir şiddetle patladı. Devasa bir kül ve süngertaşı sütununu gökyüzüne doğru kilometrelerce iterek, Güneş ışınlarını karartan, yüksek bir bulut oluşturdu. İnsanlar külün adeta gri bir kar gibi yağdığını gördü. Patlama ertesi gün daha da şiddetlendi.
Patlama yatıştığında, kalın bir volkanik malzeme tabakası bölgeyi kapladı ve binaları, o dönemki eserleri ve ölülerin bedenlerinin son anlarını adeta zaman içinde dondurarak, geleceğe bir miras olarak bıraktı.
SPEKÜLATİF HİKÂYELER
Tabii ki bu donmuş bedenler, bir dolu spekülasyonu ve potansiyel hikâyeyi de beraberinde getirdi. Ancak geçtiğimiz haftalarda Current Biology dergisinde yayınlanan yeni bir genomik araştırma, uzun süredir devam eden bu varsayımlara meydan okudu.
Daha önce kız kardeşleri ya da bir anne ve kızı tasvir ettiği düşünülen ‘‘İki Bakire’’ anlatısı da bu yeni genetik bulgularla altüst oldu. Bu kişilerin sevgili oldukları yönündeki romantik düşünce spekülatif olmaya devam ederken, araştırmacılar gerçek ilişkilerinin, Roma toplumunda yaygın bir uygulama olan evlat edinme gibi kan bağıyla ilgisi olmayan sosyal bağları da içeriyor olabileceğinin altını çiziyorlar.
KOZMOPOLİT YAPI
Genomik veriler ayrıca Pompeii'nin Roma İmparatorluğu'nun kozmopolit yapısını yansıtacak biçimde çeşitli olan popülasyonuna dair de bazı önemli bilgiler sunuyor. Anlayacağınız, Vezüv Yanardağı'nın MS 79 yılındaki patlaması, Pompeii ve Herculaneum'daki antik Roma yaşamının akla gelebilecek en ürpertici “fotoğrafını” çekerek, doğanın öngörülemezliği ve vahşetinin gücünü bize asırlar ötesinden hatırlatıyor.