Türk milletinin, İtilaf Devletlerinin işgallerine karşı gösterdiği direnişle, 23 Nisan 1920'de kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin verdiği yetkiyle yasama görevini üstlenmiştir. Diğer devlet organlarına üstün olmamakla birlikte, yasa ve kanun hazırlama yetkisine sahiptir.

Mustafa Kemal, Meclis-i Mebusan'ın İstanbul yerine Ankara'da toplanmasını savunmaktaydı, çünkü İstanbul'daki işgal altındaki durum riskliydi. Ancak Heyet-i Temsiliye'nin aldığı karar doğrultusunda Meclis-i Mebusan İstanbul'da toplandı ve seçimler yapılarak Müdafa-i Hukuki Cemiyeti temsilcileri meclise girdi. Bu temsilciler, Misak-ı Milli kararlarını kabul ederek Meclis-i Mebusan'da önemli çalışmalara imza attılar.

Mustafa Kemal, Meclis-i Mebusan'da başkan olmayı arzuluyordu ancak İngiliz işgal güçleri Heyet-i Temsiliye üyelerini tutuklayarak sürgüne gönderdi. Bu tutuklamalarla Meclis-i Mebusan kapanınca, Mustafa Kemal 21 Nisan 1920'de Ankara'da Meclis'in toplanacağını duyurdu. 23 Nisan 1920 Cuma günü Hacı Bayram-ı Veli Camii'nde dualar eşliğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.

TBMM, 120 milletvekili ile başladı ve zamanla 390'a ulaştı. Günümüzde ise 550 milletvekili ile temsil edilmektedir. İkinci toplantısında, 24 Nisan 1920 tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk Meclis Başkanı seçildi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Meclis'te ilk önergeleri şunlardı: Hükümetin acilen kurulması gereklidir, geçici bir hükümet reisi atamak doğru değildir, TBMM'nin üzerinde hiçbir güç bulunmamakta ve Meclis başkanı aynı zamanda hükümetin başkanı olmaktadır.

TBMM'nin açılmasıyla yeni Türk Devleti kuruldu, Meclis'in devamlılığı ve bağımsızlığı vurgulanmış ve İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır. İlk TBMM'de güçler birliği ilkesi benimsenmiş ve "Meclis Hükümeti Sistemi" kabul edilmiştir.

TBMM, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasına büyük katkı sağlamıştır. Olağanüstü koşullarda çalışan Birinci TBMM, 1 Nisan 1923'te yenilenme kararı alarak 11 Ağustos 1923'te İkinci TBMM'yi açmıştır.

Çocuk Bayramı'nın Kökeni

23 Nisan'ın Çocuk Bayramı olması, TBMM'nin açılışıyla ilişkilidir ancak tamamen ayrı bir bayram olarak gelişmiş ve 1981 yılına kadar öyle devam etmiştir. Çocuk Bayramı'nın başlangıcı, 23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin bu günü "Çocuk Bayramı" olarak duyurmasıyla kabul edilir.

Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin 23 Nisan ile ilgili çalışmaları daha önce de vardı ve hatta çocuklardan bahsediliyordu. 23 Nisan 1923'te milli bayram için pullar bastıran kurum, 1924'te "Bu gün Yavruların Rozet Bayramıdır" ifadesini kullandı ve 1926'da da "23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür" başlıklı bir yazı yayınladı.

Ahmet Gürel